Nöbetçi Şovalye çocukluğundan beri yay ve ok elinden düşmemiş babasının üstün yetenek ve tecrübeleri sayesinde, usta bir okçu olup ülkesinin güvelik güçlerine katılmayı hedeflerdi. Savaş okulunu okçu kategorisinden biri olarak bitiren genç şövalye ülkesinin güzide okçularından biri olmuştur. Şövalyenin kralına büyük hizmetlerinden dolayı kralı şövalyeye güvencinden dolayı sarayın ön kısmında bulunan nöbet kulübesinde görevine devam edeceğini ve her türlü düşman saldırılarına karşılık vermeksi için şövalyesine emir vermiştir. Genç şövalyenin bu kutsal görevi benimsemesi ve verilen emirler ile talımatlara uyması gerektiğini gayet net bir şekilde bilmektedir.
Nöbetçi Şovalye yay ve okları ile harika atışlar yapan şövalye artık türlü işler yapmamakta ve ona verilen nöbet yerinden mesuldür. Bu görevini beğenen şövalye içinde bulunduğu durumdan oldukça memnun ve görevine sadıktır. Uzun yıllar boyunca babasının ona okçuluk dersleri vermesi üzere genç şövalye mükemmel atışlar yaparak izleyenleri kendine ve yeteneğine hayran bırakmaktadır. Babadan oğula geçen bu yetenek sayesinde şövalyemiz kralın nadide askerlerinden bir tanesi olmuş ve hayatını rahata erdirerek yaşamına devam etmekte iken, nöbet kulübesinde her zamanki gibi güzel bir gün geçirmekteydi Taki karşısına çıkıp krallığın kapısına dayanmak üzere yaklaşan çeşitli canavarları görünce, yay ve oklarını alarak bu duruma müdahale etmeye başlamıştır.